9 Mayıs 2009 Cumartesi

Yaşamı Anlamlı Kılmak

Zaman zaman hayatımı çok anlamsız bulmuşumdur. Bu üstün özelliklerle donatılmış muhteşem varlık, eşsiz düşünme gücü ile , beyin gücü ve zekası ile , her biri ayrı bir deha ile üretilen organları ile bu üstün canlı hayatını anlamsız bulmaktadır. Ne büyük bir eksiklik! Ne önemli bir hastalık! Bu hastalığı nereden kaptım? Nasıl iyileşirim çok sorgulamışımdır.

Hayatımızı çok karmaşıklaştırdığımızı düşünüyorum. Egolarımızın elinde köle olmuş vaziyette yaşıyoruz. Doymuyoruz, yetinmiyoruz, sürekli tüketiyoruz. Kendimizi diğerlerinden üstün kılmak için sürekli arayışlar içine giriyoruz. Evlerimiz ,arabalarımız oluyor hala mutsuz kalabiliyoruz. Hayatı karmaşıklaştırmak ,zorlaştırmak için ne de çok çalışıyoruz. Ellerimizde duranı görmekten çok olmayana ne de çok odaklanmışız! Bir bardak suyu içerken bunun ne büyük bir nimet, ne büyük bir zenginlik olduğunu göremeyecek kadar körleşmişiz. Ne kadar basit değil mi? Bir bardak su içebilmek! Ama inanın hayatın anlamı aslında basit şeylerde gizli. Sahte zenginlikler peşinde hayatımızı harcarken gerçek zenginliğimizi boş yere kaybediyoruz. Zengin olduğumuzu sanırken aslında iflas ettiğimizi göremiyoruz. Sonra bir gün geliyor işler tersine dönüveriyor ve o gurur duyduğumuz , insanlara küçümseyerek bakmamıza yol açan sahte zenginlikler elimizden kayıverdiğinde ,ortada kaldığımızda kafamız dank ediyor. Aslında ne büyük bir aldanma içerisine düştüğümüzü anlayıveriyoruz. Bazen de anlayamayıp canlarımıza kıyıveriyoruz! O mal mülk ile kariyerimizle öylesine bir oluyoruz ki onlar yok olunca biz de yok olma yoluna gidiyoruz. Her şeyden ayrı olması gereken öz varlığımız nasıl da EGO'ların kara bulutları içerisinde kaybolabiliyor.

Sessizce oturup fırtınalarla dolu zihnimin farkına varmak istiyorum. Beni öylesine yoruyorlar ki! onlara SUSUN ARTIK! diye bağırmak istiyorum. SUSUN ve beni biraz olsun rahat bırakın! Hepimizin sessizliğe öyle çok ihtiyacı var ki! O an sadece nefes aldığımı hissetmek farkında olmak istiyorum. Ne kadar zengin olduğumun farkına varmak istiyorum. Camı açıp içeriye yaşam enerjisinin akmasına izin vermek, o serin rüzgarın beni kutsamasına izin vermek istiyorum. Herşeyi yaratan O sonsuz varlıkla aynı yerde olduğumu bilmek istiyorum. Ne kadar büyük bir güce sahip olduğumu hatırlamak istiyorum. Yaşamım nasıl anlamsız olabilir artık böylesine önemli bir anda! Canımı ne sıkabilir? Herşeye sahipken neyim eksik olabilir artık? Ne için şikayet edebilirim? Bana bu kadar çok şey verilmişken! Sırtımıza öylesine büyük yükler almışız ki, kendimizi egoların esaretinde öylesine çok kimlik vermişiz ki, kendi asıl kimliğimizi kaybetmişiz. Sırtımıza boş yere yüklediğimiz o yükler ile bellerimiz ağrımış, hasta olmuşuz. Manevi sıkıntı yükleri bedenimizde fiziksel hasarlara yol açmış. Halbuki tüm bu yükleri bıraksak, tüm o kimliklerden sıyrılsak, şöyle bir an için rahatlasak ve O büyük varlığa sığınsak. Her şeyimizi O'na teslim etsek. Saf ve tertemiz niyetlerle dertleşsek O'nunla. Gücümüzün farkında olsak ve bu güç ile her şeyin üstesinden geleceğimize inansak. Bu yolda çok çalışsak, çevremize ışık tutsak, yardım etsek, bu gücü paylaşsak ve herkesin iyiliğini isteyebilsek. İş işten geçmeden, bize sunulan bu yaşama fırsatı elimizden alınmadan aydınlanabilsek. Ölüm anında, sürekli görmezden geldiğimiz, ihmal ettiğimiz kendi öz varlığımızla baş başa kalacağımızın farkına varsak, diğer herşeyin yok olup bizi terkedeceğini unutmasak. Sevinenlerden ve söz dinleyenlerden olabilsek.

İşlerimizin, kariyerlerimizin sadece bir araç olduğunu düşünüyorum. Ama bizler yolumuzu kaybedince, bunlar amaç haline gelince. O zaman yaşam anlamsızlaşmaya başlıyor. Çünkü doğamıza uygun yaşayamıyoruz ve asıl önemlisi bunun farkına bile varamıyoruz. Sanıyoruz ki hala bir şeyler eksik. Evet karnımızı doyurmalıyız, barınacak yerlere sahip olmalıyız. Kendimizi geliştirmeliyiz. Ama bunlar, BİZ'i bulmamız gereken yolda araç olmalı. Kendimizi bulmalıyız ve bu bizim yaşam hedefimiz olmalı. Doğamıza uygun yaşamalıyız ve yaşamlarımız evrende büyük bir yıldız gibi anlamla parlamalı.

Saygılarımla,
Deniz ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder