13 Eylül 2009 Pazar

Büyük İnsanlar


Bu dünyayı ve hayatı bir laboratuvar gibi kullanmayı çok seviyorum. Burada hata yapmak yok sadece deneyler var ve öğrenmek var, gelişmek var. Bu bazen ardı ardına bir çok deney yapmayı gerektiriyor ama önemli olan asla ama asla pes etmemek ve inancı asla yitirmemek. Bu durum da bir çok defalar yaptığım deneylerimden kazandığım bir tecrübe.

Geçmişte yaşamış veya günümüzde yaşayan önemli insanların hayat öyküleri çok ilgimi çekiyor. Onlara çok saygı duyuyorum ve bana ilham veriyorlar kendi deneylerim için. En değerli birikimim belki de büyük bir itina ile topladığım bu büyük insanların söylemiş olduğu sözler, nasihatlar, bilgelikler. Onları defalarca okuyorum. Hiç bıkmadan ,usanmadan okuyorum. İçlerinde barınan enerjiyi tüm hücrelerime aktarmak istiyorum. Düşünsenize 60 ya da 70 yıl yaşamış, yıllarını, düşünerek , gerçekleri arayarak geçirmiş bir insanın söylediklerini incelemek size 60 yıllık bir birikimi aşılayabiliyor. Bundan daha faydalı bir aşı olabilir mi? Sadece kanallarımız açık olmalı, kendimizi bir şey sanmamalıyız asla, bu sadece büyük bir yanılgı. Kendimi ne zaman bir şey oldum sansam evrenden bana akan enerji kesilmeye başladı. Bu durum benim bu hayatta kabullenebileceğim son şeyler arasında.

Biraz örnek vereyim. Mesela Einstein'ın söylemiş olduğu aşağıdaki sözün üzerinde kaç defa düşündüm hatırlamıyorum.

"Yaşam sorunları o sorunları ortaya çıkaran düşünce düzeyinde çözülemez!"

İşte bu sözü her okuduğumda üzerinde her düşündüğümde şaşırıp kalıyorum. Üzerinde deneyler yapıyorum ve bu, dibini göremediğim bir kuyu gibi beni daha derine çekiyor. Belkide çoğu sorunumuzu bu yüzden çözemiyoruz, kendimizin dışına çıkıp bakamıyoruz bize. Düşünüyorum kendimin dışına çıkmak nasıl olur? Ne de olsa ben laboratuvar sahibi bir bilim adamıyım. Elimde her şey var. Düşünme gücü, gözlemler ve sayısız deney yapma fırsatı yani yaşamak! Sonra bir model oluşturuyorum, yani bir prototip, ideal olan durum. Bu nedir ? Kendimi tüm ait olduğum sıfatlardan çıkarıyorum, gözlemci durumuna sokuyorum. Ego denen zehir her defasında bana bulaşmaya çalışıyor, bir sakız gibi ondan kurtulmam gerçekten çok zor oluyor. Sadece bir anlığına bunu başarabildiğimde , işte o an müthiş bir haz alıyorum.

Bu yaşam o kadar kısa, o kadar önemli ve değerli bir fırsat ki! Düşünebilme gücünün bize verilmiş en mucizevi şey olduğuna inanıyorum. Bu öyle büyük bir fırsat ki! Ve bir o kadar da tehlikeli. Çok büyük bir silah gibi, iyi amaç için de kötü amaç için de kullanmaya müsait. Neyse ki ben asla niyeti kötü biri olmadım. Laboratuvarımda kötülük üretmek ve yaymak için çalışmıyorum. Tek istediğim şey bir gün ölüm anı beni bulduğunda gülümsemek istiyorum. Bana verilen tüm donanımları, tüm silahları fayda sunmak adına kullanmış, görünmeyenleri görebilmiş, yeteri kadar olgunlaşmış bir bilim adamı kıvamında sonsuzluğa geçiş yapmak için gereken vizeyi almış biri olmak istiyorum. Zaten ölüm denen şeyin sonsuzluğa yeniden doğmak olduğuna inanan biriyim. Her şeyin bir enerji olduğunu biliyorum çünkü ben bunu hissediyorum, bir enerji boyutunda yaşamak beni mutlu ediyor. Yaşamın kaynak koduna girmek gibi bir his bu. İçime akan enerji nehri bana doğru yolda olduğumu söylüyor. Ve işin güzel tarafı bu sonsuzluk nehri herkese akmaya hazır, yeterki kapaklarınızı açın. İzin verin bu akışa. Bunlar benim zenginliklerim ve ben başka bir şey istemiyorum. Bunlara tek başıma da sahip olmak istemiyorum. Bunu paylaşmak istiyorum. Hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığını, gözlerimizin aslında ne kadar büyük bir yanılgı içinde olduğunu hissediyorum. Başlarımıza gelen kötü, acı verici, üzücü şeylerin gerçekte bize mesaj taşıyan elçiler olduğunu görüyorum. Ama işte kodlar çok şifreli ve bize düşen bu şifreleri çözebilmek.

Okumayı seviyorum, düşünmeyi seviyorum, günlükler tutuyorum, sonra yıllardır yazdıklarımı okuduğumda kendime gülüyorum. Acaba benden başka kendini bu kadar çok aşağılayan biri daha var mıdır diye düşünüyorum. Ne yapsam kendime bir türlü yaranamıyorum. Ama ben ve ben çok sıkı dostuz. Birbirimizin dilinden anlıyoruz. Ne de olsa eminiz ki birbirimizin iyiliğini istiyoruz hep.

Her şey enerji! Müzik de öyle. Gerçekten müthiş bir ruh gıdası. Müziğin gücünü sonuna kadar kullandığımı düşünüyorum. Bu hayatta ne çok güzel şey var. Ne çok şey bize hizmet ediyor! Ne kadar çok seviliyoruz ki bu kadar çok ikram görüyoruz! Umarım sonunda fatura ödeyemeyeceğimiz kadar şişkin olmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder